9 Şubat 2011 Çarşamba

2 Yaş Doktor Kontrolü

Yasemin "Doktor" un kim olduğunu, ne iş yaptığını öğreniyor. Bir yaşından beri üç ayda bir doktor kontrolüne gidiyoruz. İki yaş kontrolümüze Mehmet Dedesiyle beraber gittik. Babamız GS Stad açılışındaydı.
Önce hastane çocuk kliniğindeki oyuncaklarla oynadı, file bindi, trenle oynadı. Sıra bize geldiğinde yine doktorun odasındaki oyuncaklarla Yasemin'in ilgisini çekerek içeri soktuk. Doktora gitmeden ona doktorun nasıl muayene edeceğini anlatmıştım, doktor onu muayene ederken ben de tekrarladım, "bak şimdi kalbini dinliyor, kulağına bakıyor, .." vs şeklinde. Boyu ölçülürken biraz huzursuzlandı, onun dışında Hepatit A aşısının ilk dozu vurulurken bile gıkı çıkmadı. Bir yıldır hiç kan tahlil yaptırmadığımız için doktorumuz Ceyda hanım yeni bir tahlil istedi.
İşte burda biraz sıkıntı oldu, çünkü Yasemin'in kanını kolundan aldılar, bu esnada onun kıpır kıpır olması canını yaktı. Dört tüp kan aldılar. Kuzu da kıyameti kopardı. Asıl onu iğnenin batması, canının acımasından çok koluna yapıştırdıkları bant rahatsız etti. Kolundaki bantı çıkarana kadar, "çunu çıkar, çunu çıkar" diye tutturdu:)
Şimdi doktora gidince ne yaptğını sorduğumuzda ilk cevabı "bant taktı" oluyor:)) Bir de doktorun odasındaki oyuncak evi anlatıyor.
Çok şükür herşey yolunda, sağlıklı, gelişimine bir kızımız var..

Boy: 86 cm (Doğruluğu tartışılır?? bence en az 90 cm )
Kilo: 14 kg (1,5 kg fazlası var!!! Akşam öğününde pilav-makarna-ekmek yok!! )

17 Ocak 2011 Pazartesi

Anne-Baba gezsene...






Yasemin hayatımıza girdiğinden beri Erkan'la başbaşa "karı-koca" katıldığımız etkinlik sayısı bir elin parmaklarını geçmez.


Yazdan beri çeşitli girişimlerimiz olmadı değil. Öncelikle Ekim'de Latin dansları kursuna yazıldık. Fakat ilk derse katılacağımız hafta Yasemin'in bakıcısının işine son verince, bu hayal başlamadan sona erdi.


Yine Ekim ayıydı, bir hafta sonu Yasemin'i babannesine bırakıp önce İstinye'de balık keyfi yaptık, akşamına da tiyatroya gittik. Ama Yasemin uykusunda sık sık ağlayınca oyunu yarıda bırakarak eve döndük.


Ama makus talihimizi yendik, azmettik ve 25-26 Aralık'ta Uludağ'a gittik:) Hem kayak yaptık, hem eski dostlarımızı gördük. Yasemin de babannesi ve özellikle Doruk'la keyifli bir hafta sonu geçirdi.


Bundan aldığımız cesaretle iki hafta önce arkadaşlarımızla Pişşti'ye ocakbaşına gittik. Sağolsun kuzum Senem'i üzmemiş. Güzelce uyumuş.


Eee alıştık ya, geçen hafta da sinemaya gidelim dedik. Çünkü en son Yasemin'in doğumuna günler kala "A.R.O.G"a gitmiştik. Hatta sinemada sancılanırsam ne olur diye geyik yapmıştık. İki sene sonra gene bir Cem Yılmaz fimiyle diyetimizi bozduk ve Av Mevsimi'ne gittik. Ne iyi etmişiz:) Çok keyifliydi.


Yasemin arada annesiyle babasının gece gezmelerine alışıyor, anne-babası da huzurla gecelere akıyor:))

2 Ocak 2011 Pazar

İki...


Biiiiiirrr.... derken iki oldu...
Nasıl oldu? iki yıla bunca çok şey nasıl sığdı?
Nasıl büyüyorsun benim "cücel Yaşemin"im?
İyi ki doğdun hayatımın anlamı, iyi ki geldin dünyamıza güzel çiçeğim:)
Seni çok seviyorum:)

18 Temmuz 2010 Pazar

18.Ay Doktor Kontrolü


Yasemin 1 yaşına bastığından beri doktor kontrollerimiz üç ayda bire düştü.

Geçen kontrolünde (15ay):


Boy: 78 cm

Kilo: 11,400 kg

Baş çevresi: 46,8 cm

Aşılar: Su çiçeği

Bulgular: -- Sağ ayağı içe basıyor,ortopediste gidilecek (gidildi! iki yaşına kadar bekliyoruz, düzelirmiş. düz ayakkabı giyecek,doktor beyin tabiriyle "pazar ayakkabısı". paço'da 20 TL'ye bezden yumuşacık bir çift "appa"aldık, hatta küçüldüler bile!!!!)

--Bıgıldakta hala açıklık var. Üç yaşa kadar kapanırmış, panik yok!


Üç ayda Yasemin büyüdü geliştiiii. cumartesi günkü kontrol sonrası:


Boy: 81 cm

Kilo: 12,250 kg

Baş çevresi: 47,5 cm

Aşılar: Çocuk felci, Karma aşı (Özdere sağlık ocağında yapıldı)

Bulgular: Bıngıldak kapandı:) 11 dişi var.


Beslenmesi güzel. İnek sütünde UHT sütler yerine, "günlük süt" dediğimiz pastörize sütleri tercih etmeliymişiz. Çünkü UHT yönteminde sütteki bazı faydalı mikroorganizmalar, bakteriler vs. de yok oluyormuş. Ben Yasemin'e Pınar'ın Organik Süt'ünü veriyorum. Ama doktor bunun yerine özellikle "günlük süt" diyor.



6 Haziran 2010 Pazar

Hoşçakal Mem-me....











Çalışma hayatıma verdiğim 16 aylık aradan sonra, 5 Nisan'da Gıda Kontrol Laboratuvarı'nda Kimya Tahlil Uzmanı olarak çalışmaya başladım.




Her ne kadar işe başlamadan önce gün içinde Yasemin'i bakıcısıyla evde yalnız bıraksam da, işe başlamamla Yasemin iyice "anneci" oldu. 5 nisandan önce hemen hemen deliksiz uyuyan kızım, geceleri saatte bir uyanır hale geldi, üstelik uyanınca sadece emmek ve kucağımda uyumak istiyordu. Başlarda geçici olduğunu düşündüğüm bu durum, kısa süre sonra alışkanlığa dönüşmeye başladı. Yasemin her zaman her yerde, aç yada tok farketmiyor, meme istiyordu.




Daha önce de memeden kesmeyi düşünmüş, kıyamamıştım. Ama artık "bağımlı" olmaya başlamıştı. Pek çok farklı kaynaktan memeden kesmek için ne yapmam gerektiğini araştırdım, en doğrusunun bir anda kesmek olduğuna karar verdim.




İki hafta önce pazar gecesi son defa meme emerek uyuttum. Gece uyandığında babası pışpışladı. İlk günler Yasemin'le pek bir araya gelmedim. Çünkü kucağıma geldiği anda meme istiyordu. İlk bir kaç gün çok zor geçti, çok ağladı, çok ağladım! Ama sabrettim.




Bir haftanın sonunda artık Yasemin geceleri kesintisiz uyuyor. Çok huysuzlanırsa, ağlarsa, arada memeyi soruyor. "Meme bitti" deyince kaderine boyun eğiyor, bir daha sormuyor.




Ben de biriken sütlerimi ilk hafta ara sıra pompa ile sağdım, bir hafta sonra artık rahatsızlık vermiyordu.




Beni en çok düşündüren Yasemin'e süt içme alışkanlığını nasıl kazandıracağımızdı.Memeden başka süt içmemişti. Bardakla denedik, çok az içti. Pipetli süte de direndi, Nesquikli içince tadını sevdi. Şİmdi , sürekli olmamak kaydıyla Nesquikli süt içiyor ve tamamını (200 ml) bitirebiliyor. Nestle'nin küçük çocuk sütünü de sevdi. Nesquiklinin şeker oranı çok yüksek diye pek vermek istemiyorum.




Yaşayarak öğrendim ki, çocuklar değişikliklere bizden daha çabuk alışıyorlar. Memeden kesmek anneye çocuktan daha zor geliyormuş.




Artık kızım bebeklikten çocukluğa koccaman bir adım attı.

Bobu-Böbü-Babu


Yasemin'in kelime dağarcığı her geçen gün genişliyor.


Anne, baba, dede, hala, abla, bebek, ayakkabı (appa) , Selver (velve) , babanne (baban), muz (mu), erik (eyi), kiraz (kiya), elma (aama), ekmek (ehme) , su (bu) , süt (düt) , balkon (bookon), burun (bu) , gel (de)...


Yeni kelimeleri en sevimlileri :


Bobu "Karpuz"

Böbü "Göbek"

Babu "Çorba"

22 Mart 2010 Pazartesi

Ab-ba

Yasemin'in artık bir "abla"sı var. Aylardır uykularımı kaçıran bakıcı arayışımız mutlu sona erdi:) İki hafta önce "abla"mız katıldı ailemize.Her şerde bir hayır vardır diyenler doğru söylemiş. Yeni evimize taşındığımız hafta apartman komşumuz Hakkı Bey'in vefat etmesi, bakımından sorumlu ablamız ile yollarımızı kesiştirdi. yasemin umduğumdan kısa sürede ablasına alıştı. Daha ikinci günün sabahı kapıda abla diyerek kucağına atladı:) bir haftadır hergün onları başbaşa bırakıp çeşitli bahanelerle evden uzaklaşıyorum. Ablanın başlaması ile bir süredir yeterince ilgilenemediğim doktora tezimle de ilgilenme fırsatım oluyor. Yarın tezimin deneylerine başlıyorum sonunda:)))
Yasemin de ablasıyla oyunlar oynuyor, mamalar yiyor, parka gidiyor:)))